MUZDARİP MUCİZE
İçimdeki Yabancıya, İçindeki Yabancıya
Çokça uzun aralıklarla görürken seni
Ve hiç de sıradan olmayan bakışlarla yüreğimin
Belki de benim bile bilmediğim yerlerine dokunurken,
Sen
Ve ben
Belki de bu yabancılıktan utana sıkıla bir pişmanlık duyarak
Bakarken sana
Nedense kaçıramazken gözlerimi
Bir otobüs, bir tren bir yol
Yani bir şeyler alıp götürüyor seni
Kim bilir belki de uzun süre sonra
o kaçamak aralıklardan gözlerime baktığın saniyeler
yaşamaya özendirecek yıllar gibi geliyor bana.
Şimdi nereye gittiğini, ne yaptığını, neden hala bu şehirde olduğunu,
Çok uzun bir ara neden kaybolduğunu bilmeden,
Üstelik sen
Hakkımda hiçbir şey bilmiyorken
Şöyle ayaküstü, soldan sağa veya yukardan aşağıya
Üç beş kelimeyi zincirleyip birbirimize sarf etmemişken
Nasıl böyle ihtiyaç dolu, masum ve çekingen
Bakıştığımızı, nasıl böyle isteştiğimizi, hatta buna rağmen
Neden halen uzak kalıp, teslim olmuşçasına bir buruklukla
, sanki daha önemliymiş gibi gitmemiz gereken yerlere ayrıldığımızı anlayamıyorum.
Öyle güzelsin ki...
Aynan olup, sana, izin verdiğin ölçüde uzun uzun bakabilmeyi öyle isterdim ki ...
Hem; Güzelliğin kadar uzaksın
Uzaklığın kadar tanışmamışlığın var benimle
Bir ara, o; şimdi görsem belki tanıyamayacağım birileri konuşurken duyup
İ
smini öğrendiğimde öyle sevinmiştim ki...
İsmini unutmuşum.
Evinizi biliyorum ama hala
Seni geçmemeye gayret ederek yürüdüğüm caddeyi
Islak saçlarını, önlüğünü, yabancılığını,
İsteştiğimizi
ve imkânsızlığımızı hatırlıyorum...
Bana seviyorum demeni öyle isterdim ki,
Sana seviyorum demeyi keşke
Bana yaklaşmanı değil, aynı işyerinde çalışmayı değil,
Bana şiir yazmanı, unutmadım demeni, elimi tutmanı değil,
“Saçların böyle de güzel” demeni, öpmeni, gitmeni değil
yaşamanı istiyorum,
uzak ara bile olsa, arada bir görmeyi,
yine böyle bakabilmeyi,
yani sadece seni göreceğimi bilmenin o kesin umudunu istiyorum...
 
 
Gözlerindeki, bir şey söylemek isteyip de uzak ve tanışmamış olmaktan doğan
Israrlı ama “ne yapabilirim ki” diyen ifade,
Herkese soğuk bana hayat duruşun,
Etraftakilerin sanki bir şeyler bilip “çok geç” der gibi, isabetli ve bitirici süzüşleri,
Sadık koruyucum, umursamazlığımın suskunluğu...
 
Hem de
Kesin kesin,
Hiçbir zaman benim yada, benimle olmayacağını bilmenin
beynimi cehenneme, çevirip, yüreğimi çarmıha germesine rağmen
taşıdığım,
umut ölçü birimleri’nin ölçemeyeceği kadar küçük umudumun
beni sevindirmesine, çok derinlerde bir yerde teslim oluyorum.
Aniden karşına çıkıp, “belki bir gün” demeye öyle ihtiyacım var ki şimdi,
Ama yalnız kendime söyleyebiliyorum.
Bir gün ama,
zaman ve şartlar umrumda değil
Seni Sevmeyi öyle isterdim ki...
Umut “The Cyrano” TAYDAŞ
11.10.1998 – 13:05
“Her görüşte aşık oldum