KANDAHAR
(..Ben ki yalnız bir adamım evrende
Yalnızlık neydi ki yanında evrenin
Sordum 'yal' nedir yanında evrenin
Hiç bileni çıkmadı, bir bileni, neydi?

Şimdi ağla, ağla! ağla!
Bak sonsuzluğa ve yapışkan kedere
Uzayıp giden kana bak Kan da hara
Usan, bakarken çocuklara ey insan.

Göğün altındayız birlikte, unutma!
Göğün altında ve birlikte, unutma!

Gördüm, bu alçalmışlıkta o şeyi
Ölü minik gövdeler, korku fışkıran
Damarlarından korku fışkıran, düm
Göğün altındaydık birlikte gör düm.

Gülen göz, bakan göz, seven göz,
Gör, akan kanda boğulanı Afgan'da
Kan da! kan da! Kan da har da.! kan
Gördüm göğün altında, bu alçaklıkta

Ağladım yürüdüm, yürüdüm ağladım
Düm lü ağ lü düm lü ağ lü düm lü ağ!
Göğün altındaydık birlikte, ki gördüm
Tanrıları büsbütün unutmuştu onları

Nefes nefese Afgan'da bir ceylan o
Çığlık çığlığa Afgan'da öldürüldü o
Öldürüldü kaç, tım kaç denizine kan
Oradan buzullara, oradan da mağmaya

Daha gideyim istedim daha diplere
Bu yok olası dünyadan daha diplere
toprağın üstündeyiz birlikte, ey gök
Aklımı koru bu yapışkan cinnetten.

Gülen göz, bakan göz, seven göz...
Gör öleni, yok olup gideni Afgan'da

İnci diş, mercan diş, gülen ağız
Hazırla beni tek ve sonsuz gülüşe

Demek ki yalnız insanlarız, öyle mi?
Milyarca yalnız insanız evrende
Kim kime sorsa yalnız bu evrende

Koy bileni çıkmasın yal nedir evrende.)


Tuğrul  KESKİN