OYUNUNA GELDİN YAŞAMIN


koparıp da yüreğinin pırpırlarından
katlayıp cebine koyduğun körkütük birkaç dize
bir de düştü mü önüne
oyununa gelirdin gece yarılarının

şu sendeki sevda
uzak dağ köylerinden buralara taşıdığın
yitik kuşların ikincil düşleri
boşuna yer arardı kendine

sen hep o kadınlara giderdin
sözlerin gözlerle söylendiği kaldırımlarda
çoktan kim vurduya gitmiş
o kadınlara

yırtık bir merhaba
ağzının karanlığından saçılırken ortalara
duyan bile olmazdı seni
umudun yangın yeri odalarda

bir de koğuş arkadaşların
içlerinde aykırı rüzgârlar esen
jilet bakışlı üç beş serseri
hatırlar mısın
abanıp abanıp da
ranzalara

kapanın elinde kalıyordu ipleri
biri inmeden daha
öbürü kalkıyordu perdelerin

bir başladı mı vurmaya
kötü vururdu bu istanbul
sen nerden bilecektin

olmadı işte
yağamadın bir türlü
şöyle doyasıya
kendi bulutlarından

yanlış bir köşesine koymuşlardı seni
oyununa geldin yaşamın




Tekin Gönenç