ŞEMSİYE
          tozlu bir şemsiye durur 
          çatı katındaki odanın 
          kuytu bir köşesinde 
          kumaşındaki eski yağmurların  
          hüzünlü kokusuyla 
          
          anımsar mısın bilmem 
          yağmurun bardaktan 
          boşanırcasına yağdığı o günü 
          hani şemsiyeyi iyice çekip başımıza  
          dudaklarımla hesaplamıştım 
          yüz ölçümünü 
          
          nicedir sokağa çıkarmıyorum
          şemsiyeyi 
          korkuyorum çünkü 
          kapısı açık kafesinden 
          uçan bir kanarya gibi 
          beni ikinci kez terk etmenden 
           
          yanıt alamayacağımı bilsem bile  
          yanına gidip  
          sorarım hergün şemsiyeye 
          altında elele 
          nasıl görünürdük diye
 
Sunay AKIN