GÜZDE
sarayburnu aile çaybahçesindeki bir güz öğlesi
sen ben ve adını bile bilmediğimiz bir istanbul
oturmuş konuşuyoruz her şeyden
senin ellerin masanın üstünde
		uzun bir koşuya hazırlanıyor
ben geçip giden gemileri kovalamaktan
		soluk soluğa kalmışım
istanbul uykusuz gözlerini oğuşturuyor
bir martı beyazlığını düşürüyor masamıza
bir polis kimliğimizi soruyor
zaman geriliyor geriliyor geriliyor
wilhelm tel in eli titriyor ve kalbime saplanıyor ok
hemen ölüyorum orada ama duyuyorum sizi
cesedimin soğumaması için
	istanbul güneşini açıyor üstüme
ölümüm dünyanın dengesini bozuyor
başucundaki sarsıntıdan anlıyorsun bunu
ağzındaki öpücüğün düşmesinden
sarayburnu aile çaybahçesii'nde bir güz öğlesi
sen be n ve adını bile bilmediğimiz bir istanbul
oturmuş konuşuyoruz her şeyden

**********************************

ömrüm diyorum
-  bir rüzgar düşüyor gömleğimin yakasına
    saramış eskimiş bir rüzgar
    usulca uzanıp alıyorsun onu
    saatlerce oynayıp duruyorsun elinde
    avucundaki terden ıslanıyor yırtılıyor
    eriyip gidiyor sonunda
    yalnızca bir serinlik kalıyor
    ellerinden bana doğru yayılan -
işte böyle başlıyoruz her şeye
masallarına ihanet eden iki masal kahramanı gibi
iki gerçek oluyoruz seninle
yerküreyi masamızın üstüne koyuyoruz debelenip duruyor
gemiler rıhtımlara ayrılık boşaltıyor bugünlerde
istanbul bir yerlerde yaprak döküyor


**********************************************

bu güz gününde herkese yepyeni bir tanrı düşerken
bizim payımıza çok kullanılmış bir tanrı düşüyor
şimdi bu tanrıyı alsak götürsek
		sisli bir kent ikindisinde
yedirsek içirsek elini yüzünü yıkasak
ikametgah ilmuhaberi istesek mahalle muhtarından
yalnızlığımızı yasallaştırsak
sonra tanrımızı götürüp bağışlasak
		tanrı sevenler vakfına
bütün geliri size aittir desek
biz yalnızız yaralıyız henüz çocuğuz 
kendi sularımızda çırpınıyoruz
bu tanrı bize fazla desek

******************************************************


hayatta herkesin mutlaka
		bir sarayburnu aile çaybahçesi varsa
hayatta herkesin mutlaka bir istanbulu varsa 
hayatta herkesin mutlaka bir tanrısı varsa
ve biz tanrısız kaldığımıza göre
sen benimle mi gelirsin
ben sen de mi kalırım
bunu bırakalım şu geçip giden bulutlar düşünsün


Salih BOLAT