GİTANJALİ'DEN

3
tanımadığım nice insan tanıttın
	nice evde bana da verdin bir köşe
uzağı yakına çevirensin
	yabancıyı kardeşe

eski evimden ayrılıp düşünce yollara
düşünürüm ilkin kara kara
eskide de var olan sensin oysa
	yenide de var olan sen
uzağı yakına çevirensin
	yabancıyı kardeşe

ölümde yaşamda bütün evrende
	nereye götürsen beni
tüm doğuşlardan bilinen
	sen tanıtacaksın bana herkesi

yabancı yoktur bilene seni
	kapılar kapanmaz olur
herkesin bağısın bilen bildirensin
	senden ırak kılma beni
uzağı yakına çevirensin
	yabancıyı kardeşe



7
türlü türlü ahenklerle gel
kokularla türkülerle renklerle gel

	vücudumda duyayım gel seni
	başımda duyayım şarap gibi
	örtülü gözlerle büyülü renklerle gel
	türlü türlü ahenklerle gel

gel pırıl pırıl duru ve güzel
inceliğinle sessizliğinle gel
gel başka başka düzenlerle
	
	acınla gel neşenle gel canevime
	gel günümün bütün işlerine
	gel işlerden çekince gel

türlü türlü ahenklerle gel




8
çeltik tarlasında güneşle bulutların
	saklambaç oyunu var bu kez
mavi gökte ak buluttan sallar
	kim yüzdürür bilinmez

arılar ışıkla esrik
	balı kovanı unutmuş
ırmak kıyısında bir yığın kuş
	neden toplanır bilinmez

girmesek bugün evden içeri dost
	girmesek evden içeri
basıversek de göğü bugün
yağma etsek enginleri

sularda köpükler gibi
	rüzgârda gülüşler koşuyor bak
boşversek de işi gücü
	günü türkülerle harcasak



10
altın tepsisinde bugün sana
	gözyaşlarımı sunacağım mücevher gibi
bir gerdanlık dizeceğim onlardan
	inciler gibi

ayaklarındaki halkalar
	aydan güneşten olabilir
benim acımsa göğsüne
	bir değerli taş gibidir

ne varsa senin
	olur ne dersen
ister verirsin
	alırsın ister

acımsa benimdir ancak
bilirsin taşın temizini
karşılığında bir gülüşün
yeter gönendirmeye beni



11
çelenk ördük çiçeklerden
	otlardan demetler derdik
bir sepet sunuyoruz içine
	taze başaklar serdik

gel ey güz Lakşimi'si
koşulsun ak buluttan araban gel
duru mavi yollarda gel
gel bütün karanlığı yıkanmış
	ışıkla donanmış
	ormanlardan tepelerden dağlardan
gel tacın ak nilüferlerle bezenmiş
	serin çiğler içinde

Ganj'ın sular basmış kıyısına
	kuştu korularda döşek serilmiş
	dökülen yaseminlerden sana
kuğu dönüp yaymış kanatlarını
	ayak ucuna

fısıltılar yükselir tellerinden
	senin altın çalgının
	bal gibi tatlı bir vızıltı derinden
eriyiverecek gözyaşlarıyla ansızın
	kahkaha taşan ahenk

denektaşıdır pırıldayan
	saçının büklümlerinde yer yer
bir an için o esirgeyen yeller
	dolaşsa düşüncemizde
altına dönüşür dertlerimiz
	karanlıktan ışığı çıkıveririz



20
bir yaz akşamıdır karanlık çöküyor
	gün yok olmuştur
kesintisiz boşanır gökten
	bir tükenmez yağmur

çekilmişim evin bir köşesine
	kurarım kendi kendime
bahçede ıslak esen yel
	kimbilir ne konuşur
kesintisiz boşanır gökten
	bir tükenmez yağmur

dalgalar yükseldi gönlümde bugün
	kıyı görünmez oldu
çiçek kokularından ıslak bahçenin
	gözlerime yaş doldu

neylesem bu akşam neylesem
ne türküler söylesem
büyülü bir el değer belleğime
	bildiklerim yok olur
kesintisiz boşanır gökten
	bir tükenmez yağmur



	Rabindranath TAGORE

	Çeviren: Bülent ECEVİT