ÖLMEZLİK KUŞU

Düşünü görür düşünür: resne'den çıkar niyazi,
balkana bakar güne tutup elini, ovaya bakar; dört bir yana:
eğriceli tay gibi huzursuzdur memleket
belki hurriyyet bir geyiğin alaca göğsündedir,
dağlarda ya da niyazi'nin geyiğe sözündedir:

ama artık ne niyazi ottur, ne bu geyik ettir,
niyazi ve geyik  saf sevgiden ibarettir.

kuşlardan mütevellit bir kuştur Zümrüdüankâ;
bir şair ağlamaklı olur atını sürer azgın sulara
pus olur pusu olur, geyiklerin gezdiği dağlarda
silah sesleri çın çın öter sehere karşı ovalarda
yankılanır çöl olur sonra, insan hurriyete susadıkça
geyiğim vurulur döşünden, sekisinden, sakarından:

Tren istasyonlarında bekler ölüm kahpece
Niyazi dayanır elbette sırtındaki hançere
Ölünür mü sandın ten tabuta girince
Geyiğim meler dağlarda niyazi diye diye.

niyaziler ölmez, geyikler ölmedikçe!
geyikler ölmez, niyaziler ölmedikçe!





Osman NAMDAR