241. 
Benim yasam artık şarap,  çalgı, eğlenti; 
Dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti; 
Nişanlım dünyaya: Ne çeyiz istersin, dedim: 
Çeyizim,senin gamsız yüreğindir, dedi. 

242. 
Benden Muhammet Mustafa' ya saygı ve selam: 
Deyin ki, hoş görünürse, bir şey soracak Hayyam: 
Neden Yüce Efendimizin buyruklarında 
Ekşi ayran helal da güzelim şarap haram? 

243. 
Benden Hayyam' a selam söyleyin demiş 
                                                      peygamber; 
Sözlerimi yanlış anlamışsa çiylik eder: 
Ben şarabı herkese haram etmiş değilim ki 
Hamlara haramdır, doğru, ama olgunlar içer. 

244. 
Yalnız bilgili olmak değil adam olmak; 
Vefalı mı değil mi insan, ona bak. 
Yücelerin yücesine yükselirsin 
Halka verdiğin sözün eri olarak. 

245. 
Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam? 
Ben haramı helalı karıştırmam: 
Seninle içilen şarap helaldir, 
Sensiz içtiğimiz su bile haram. 

246. 
Dünya yıldıramazsın beni ne yapsan; 
Ölümden de korkmam, er geç ölür insan. 
Ölmemek elimizde değil ki bizim: 
İyi yaşamamak beni korkutan. 

247. 
Yerin üstüne baktım, uykuya dalmışlar; 
Altına baktım, çürüyüp toprak olmuşlar. 
Yokluk ovasında başka ne var ki zaten: 
Daha gelmemişler var, gelip gitmişler var. 

248. 
Bilge, yüce varlığın seyrine dalar; 
Gafil ise onda dostluk düşmanlık arar. 
Deniz, deniz olduğu için dalgalanır, 
Çöpe sor, hep onun içindir dalgalar. 

249. 
Ben kendimden geçtikçe kendime gelirim; 
Yücelere çıkar, alçalmayı bilirim. 
Daha da garibi, varlığın şarabıyla 
Ne kadar  ayık da olsam, sarhoş gibiyim. 

250. 
Yüreğinde sıkıntı varsa esrar iç, 
Ya da birkaç kadeh gül renkli şarap iç. 
Onu içmem, bunu içmem der durursun: 
Ahmak herif, git zıkkımın pekini iç. 

251. 
Adım kötüye çıkarsa çıksın, ben böyleyim; 
Bir kerpiçim de olsa, satar şarap içerim. 
O da gidince ne yaparsın diyecekler: 
Cübbemle sarığım ne güne duruyor, derim. 

252. 
Kalk, kalk, çalgılara çalgı katalım gitsin; 
Adımızı kötüye çıkartalım gitsin. 
Sofuluk şişesini çalalım taşa, 
Seccadeyi bir kadehe satalım gitsin. 

253. 
Şarabın adı kötüye çıkmış, kendi hoş, 
Hele bir güzelle içersen daha bir hoş; 
Harammış şarap, olsun, bana göre hava hoş: 
Hem, bana sorarsan, haram olan herşey hoş. 

254. 
Zaman büktü belimi, ne el tutar ne ayak; 
Oysa ne güzel işlerim var yapılacak. 
Can kalktı gitmeye; aman dur, diyorum: 
Ne yapayım diyor, evin yıkıldı yıkılacak. 

255. 
Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten 
Daha güzeldir bir insanı sevindirmen. 
Bin kulu  azat edenden daha büyüktür 
Bir hür insanı iyilikle kul edebilen. 

256. 
Can bir şaraptır, insan onun destisi; 
Beden bir ney gibidir, kan o neyin sesi. 
Hayyam, bilir misin nedir bu ölümlü varlık: 
Hayal fenerinde bir ışık pırıltısı. 

257. 
Ah, Tanrı dünyayı yeniden yarataydı, 
Yaratırken de beni yanında tutaydı; 
Derdim: Ya benim adımı sil defterinden, 
Ya da benim dilediğimce yarat dünyayı. 

258. 
Uyumuşum; rüyamda akıllı bir insan 
Dedi: Sevinç gülü açmaz uykuda, uyan; 
Ne işin var bu ölüme benzer ülkede? 
Kalk, şarap iç, sonsuz uykulara dalmadan. 

259. 
Tekkede, medresede, manastırda, kilisede, 
Bir cennet cehennem kaygısıdır sürüp gitmede. 
Oysa yüce varlığın sırlarına eren kişi 
Bunların tohumunu uğratmaz düşüncesine 

260. 
Zaman başımıza bir çorap örmeden, 
Gelin dostlar, içelim içebilirken. 
O ecel çavuşu dikildi mi tepene 
Bir yudum su iç bakalım, içebilirsen.