ÇOCUKLARIN AĞIDI
Kardeşler,
Böyle dinleyip lanetleyerek umursamazlıkla
Bu yaşam kavgasında tükenen insanları,
Duyar mısınız acaba
Onların ardından çocukların sessiz ağıdını ve acısını?

"Yaşamın o ilk altın yıllarında
Mutlu yaşar tüm canlılar,
Ter akıtmadan, çocukluğun taşkınlığıyla
Sevinçleri de oyunlardan beleş alır.
Yalnız bize kısmet olmadı kırlarda
Ve altın renkli tarlalarda gezip tozmalar:
Döndürüyoruz, döndürüyoruz, döndürüyoruz fabrikalarda
Çarkları sabahlardan akşamlara kadar.

Döküm çark dönüyor,
Ve uğulduyor, hızından bir rüzgâr kopuyor,
Baş alevler içinde, baş dönüyor.
Ve yürek çarpıyor, alt üst oluyor her şey:  
- Arkamızda, gözlüğünün üzerinden bizi gözetleyen
Acımasız ihtiyar kadının kırmızı burnu,
Duvarda gezinen sinekler,
Duvarlar, pencereler, kapılar, tavanlar-
Her şey ve herkes, çıldırarak,
Başlıyoruz çıktığınca avazımız bağırmaya:
-Ey korkunç dönüş, biraz dur!
Zayıf belleğimizi toparlama fırsatı ver bize!
Ağlamak da yararsız, dua etmek de,
Çark duymuyor, çark acımıyor:
Lanet şey dönüyor - gebersen de,
Gebersen de vınlıyor, vınlıyor, vınlıyor!

Bu köle zincirleri içinde bitkin halimizle,
Neyimize sevinmek, hoplayıp zıplamak, koşmak!
Şimdi bıraksaydılar şayet bizi kırlara,
Serilir otlara uyurduk.
Eve tez dönmek...
Ama ne diye oraya gidelim ki?..
Zehir zıkkımdır kendi evinde unutulmak:
Orda bizi bir tasa ve sefalet karşılayacak!
Yaslayarak yorgun başını
Yarı canlı annenin bağrına,
Onun ve kendi kaderine hüngür hüngür ağlayarak,
Ayırmış olacağız zavallının yüreğini parçalara..."

1860

Nikolay Alekseyeviç NEKRASOV

Çeviri: Arif BERBEROĞLU