ŞAİRLER ÇOK YAŞAMIYOR

Bodrum'u beyaz-mavi noktalı çiçek yapraklarına
Kırar dökerdi Mehmet Sönmez, çok yaşamadı
Neresi şair değildi? Küçük kayıklarına tutunanlar bilir
Kartpostallara sığmayacak, Özer Kabaş'ın kırık köpüklü
Dalgaları arasında o da anılacakEdip'le Turgut'u anmayan kalmadı, çabuk öldüler

Neresi ressam değildi onların? Fırça darbelerinde kocaman bir hortum buldum
Gökyüzüne çekilecek: Bir yığın irin, taşkınlık, duygu artması
Takvimlerde salıyla perşembe arasına ölüm notları koydum
Daha kimler gelecek, var mı arkası? Beyaz örtüden kefen biçen
Ellerden kesilmiyor makas kırpması

Sahnede bir kalp çatladı, adını bilmiyorum, replik arası
Yüzünün pudrası anılmıyor oyuncuların, dramaturglar ise perde sonrası
İpini çektiler mi alkıştan ötesi duyulmaz, o da kesilir ışıklar karanlığa gömülünce
İyisi mi siz duymayın selam sahnesinde, sahnenin ötüşen ölülerini
Anma törenlerinde oyunun bir parçası oluyor gözyaşlarına püskürtülen
Bilet, takım elbise ve koltuk sıra numarası

Hangimiz şair değildik? Kocaman şiir matinelerine biriktiğimizde
Kravatlarımız çözüldü, ter bastı, buluştuk, edindiğimiz kültürler çatladı
El sıkıştık, sıcaklığımız geçti birbirimize, aramızda dizeler kaynaştı
Tanıştık her çeşit ilden, böcekler armağan ettik yaşadığımız semtlerden
Ölmeden önce neydik? Uluorta bir antoloji sayfası
Öldük durduk, toz olduk, kalbimize kim sordu, neden çabuk öldüğümüzü?
Bir yeşillik, bir tazelik tamam, bulunmuyor şairlerin bavulunda
Çizilip atılan notların her parçası, bilinmedik isimler atlası

O halde neredeydiniz? Tabutumu taşıyan siz olun isterim
Şairler çırağı, onca sayfanın dut karası, şiirlerimin göz hakkı
Ölü kâğıtları arasına şiirce not bırakalım:
İstemeden öldü, kaldı mı size imgelerin mirası, şerefe dediğimiz her satır başı
Şairlerin ölümünü bir kez daha bağışlayın, kalın direklere bağlayın
Kalan dizelerin arasını, şiirlerin kurdelesini birlikte keselim
Oyun, resim, çığlık bir arada kopsun!
Ayak tırnaklarında gezdiği yerlerin küfü, patlattığı toprağa çömelen
Nasırların anası siz olun; şairleri öldürmeyelim, uçuralım göğe doğru




Hüseyin PEKER