SEVDA YARATAN

Bu şehrin adları durmadan değiştirilen,
	sokaklarında dolaşırken,
eski bir şarkıyı çağrıştırır bazen
	aklına takılır olmadık adlar.
Örneğin, Konstantin Nikoleyeviç Batyuşkov
	Puşkin'in bir çağdaşı -
hani şu ölen Tasso'ya ağıtlar yazan -
	evet, senin Tasso'na,
Kutsal Kudüs'ü özgürlüğe kavuşturan.

Bu yaştan sonra, sınırsız bir çağrışımlar
	zinciridir hayat;
başka kokular, başka görüntülerle
	saldırır üstüne tekleyen belleğinle
ve birden başka adlarla uyanırsın
	bir dağ yamacında daldığın düşten.
Bir İsveç filminde miydi
	o küçük madenci çocuğu
Auguste Renoir'ın adını hecelemeye çalışan?

Her şey ne kadar kül rengi ve dağınık
	gökle denizin maviliği ötesinde.
Bir kadın "Gecenin matemi"ni söylüyor öğle üzeri
	ve herkesten bir şeyler kalan bu sokaklarda
kırılan camdan kalplerin parçalarını toplarken
	belalısı gizlice zehirliyor içindeki aylak köpeği.
Ve uzakta, düşlediğim Girit'te, belki de,
	denize eğilen çamları yıkıyor yıldızlar.

Sonunda sana sığınıyorum, ey şiir,
	rüzgârları, fırtınaları yararlı kılan.
Yaşarken, güzel adlar koydum çocuklarıma:
	Nigâr, Leylâ, Alişan.





Cevat ÇAPAN