PATATES  PATATES

                                                                                                 Alekto, Tisiphone ve Magaira'ya.
                                                                                                 Bu üç tanrıçanın, kan kokusu alarak suç işleyenlerin,
                                                                                                 özellikle de katillerin peşine takılıp, suçluyu sürekli
                                                                                                 takip ederek çıldırttıkları söylenir...

1

Yalan söylediğin yere elbet
Döneceğim sana zamanı
Geldiğinde...
Renkleri ve günahı ve şiiri icat eden insanoğlu.
Ve kadını...
Sese cevap veren sese cevap veren ses,
Ulaşılamayan sonuçlar
Bulunamayan renkler unutmaya!...

Hey şair!, çocukluğu uzun, renkleri ne yapacaksın şimdi?
Renkler olmasaydı asla hamile kalamazdı Meryem dedi ben usulca.
Hey şair!, çocukluğu uzun, annen bir melek miydi her dem mutlu?
İsa peygamber pembeydi pek tabii, şair şiir yazamaz, belki şiir şairi;
Küçük sırrımız olsun bu bizim
Hiç anlamadığın İnka şarkıları gibi: şiir şairi yazar dedi ben yine usulca...
Orgazmın tavuskuşunun renklerinde yanılsaması gibi
Çaresiz ve anlamsız
Bir intikam seninkisi,
Benim suçum değil ki saatin 2, 4 ya da 9 olması
nın farketmemesi ya da ne kadar da büyük bir gururla taşırıyor
olması geniş ölümlü kızın göğüslerini...
Ayrıca şu an saat iki,
Ve de ben şiire inanmıyorum dedi ben. (hep böyle usulca konuşurdu ...)

 

2 (imgeseyrekbölüm)
 

Peygamber bile olamadığından yakınan bir arkadaşım vardı,
Onu ben peygamber yapamadım, seni ben sevemedim, beni sen terkedemedin,
Hepsi ama hepsi benim suçum, artık bundan eminim:
Hepsi benim suçum...
Konunun daima kadınlara gelmesi,
Şiirin beni yazarken hala ısrarla Beatrice harfleri kullanması, bu da benim suçum...
Alekto, Tisiphone, Magaira; rahat bırakın artık beni...
Hatırlasana kız arkadaşım;
İlk kez içine girdiğimde
Ne de güzel kokardı kasımpatıları belki de;
Gecemsiz olmayan sen; pembe ayaklı demiştin...
Bir kilo ben bir kilo senden o zaman da daha ağırdı
Ve ben bir daha ayaklarıma bakamadım.

Denilebilir ki ecil İnka şarkılarındandır am'a
Ama Beatrice 3 senedir hala 19'unda...

Keşke beni aldatabilseydin kız arkadaşım,
O zaman daha bir kahverengi olurdu içine boşalmalarım ve hamile kalışların...

Benim dört asır yaşamışlığım vardır,
                                                                                                     siz bilmezsiniz,
Sadece bir kez görebildiğim, benim bir çocuğum öldü,
                                                                                                     siz bilmezsiniz,
Patates gibi birşeydi öldüğünde,
                                                                                                     nereden bileceksiniz...
Daima benden uzağa ıraksayan prensesim
Nefis bir ahududu olacaktı muhtemelen büyüdüğünde...
Ona erkekleri çıldırtmanın yollarını anlatacaktım,
14'üne geldiğinde dalga geçecektim onunla: "hala bakire misin sen?" ...
Önce kızacaktı ama sonra arkadaşlarına benden bahsedecekti 15'inde ve 16'sında,
Arkadaşlarıyla tanıştıracaktı beni sürekli, ikimiz de sevmeyecektik annesinden bahsetmekten,
Ben 43 yaşında hala onun arkadaşlarıyla yatmaktan artık yorgun,
Okuyacak nefis şiirlerini, ama hiç kıskanmayacaktım onu genç olduğu için hala,
Ama dedim ya, patates gibi birşeydi öldüğünde...
                                                                                                    siz bunları da bilmezsiniz...
İşte bu gerçekten benim suçumdu, yani onun ölmesi,
Ölmek zorunda olması ama
Bu en güzel suçumdu dedi ben kendi kendine
Ağlamadığını
Kimse farketmedi onun
Öldüğünü sessiz sedasız...
 

3
 

Güleç amına
Tutsak gecelerimi satıp
Boşluklar aldığımı kendime,
Kuzey kutbunun 6 ay hep
Gece kısmını aldığımı
Söyleyemem sana
Yalanlar aldığımı, çok çekicisin...
Vakit kazanmaya çalışıyorum şiirin yazmaya başlaması için
Zaman saat yönünde ters duran bir soru işareti ve
Bitmek üzere olduğumu hissediyorum yavaş yavaş, neden
Herkes gibi yaşlanmak zorundayım ben Beatrice?
Yıllarca yürüdüm,
Dolaşırken içinde uyandırdım yine
Tanıyamadım, afedersin,
Kasvet bahçesinin bakımlı çiçekleri
Erinnye’lerin intikam?,
Anlam?n 4 metre ötesi,
Kopup kopar?p biri bir bana;
Sekizinci katil renk!
Nefes……………….,ışık…………………… ve de…………..kör…..    ………,
Dolmayan boşluklar hoşgeldiniz!
Nerede acil durumlarda kırınız çekici hayatın acil durumlarında kırmak için?
Tembellik
Oburluk
Açgözlülük
Sinir
Kıskançlık
Gurur
Şehvet ve de Şiir. (pembe İsa unutmuştu şiiri... Şiir değil miydi Meryem'in ayak baş parmağını afiyetle yalayan, sırtındaki tombul kıvrımdan aşağıya çilekli dondurmanın usul usul kayışını izleyen, ona daha o zamanlar icat edilmemiş olan jartiyerlerden giydirip, köy meydanında tek başına çamur güreşi yaptıran?  Budala pembe İsa... şiir birinci günahtı...)
Tavukkarası niye acıtırsa
Ve de en güzel renk, patates gibi birşeydi öldüğünde.
Ben sakal bırakmayayım da kimler bıraksın;
Şiirin tam bir orospu çocuğu olması benim Tanrı olamadığım gerçeğini değiştirmiyor dedi ben.
 
 
 

          
              Ali Erdem URAL